Fikriye, ilk kez çocukken gördüğü Paşa’sına hayran olmuştur. Zamanla bu hayranlık büyük bir aşka dönüşür. Kurtuluş Savaşı’nın ortasında yaşanan bu aşk karşılıksız değildir.
Bir gece Paşa, kehribar tespihini bir kolye gibi Fikriye’nin boynuna takar. O anda gece yere bir halı gibi serilir ve genç kızın ayakları yerden kesilir. O anda Fikriye mavi kalır ve bir aşk ancak bu kadar güzel anlatılır.
Bundan böyle aşkın rengi mavidir...
Büyük Zafer’den sonra büyük ayrılık gelir. Fikriye, tedavi için Almanya’ya yollanır. Dönüşü çok zor olur. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Büyük aşkı başkasıyla evlidir. Hikayesi başladığı yerde biter Fikriye’nin...
Ama aşkı bitmez...
Bir aşk masalı olur, bütün büyük aşklar gibi.
Bundan böyle aşkın adı Fikriye’dir...